Acılarımı yazmak için gelmiştim buraya kadar
Durdum, döndüm ve baktım
Acım var demeye yüzüm yok
Yalnızca ruhumda dinmeyen ağrılar var
İçimde bitmek tükenmek bilmeyen fırtınalar
Bütün bunlar, annem sessizliğimden öpünce anlam kazanmıştı
Anladım, anneler fark edince sızlarmış tüm yaralar
Oysa ki dünya üzerinde böyle bir yasa yoktu
…
Acılarımı yazmak için gelirken buraya kadar
Gölgem barındırmazken yanında bir gölge daha
Sen yokken, o yokken ve yokken başkaları
Bir ikindi yalnızlığında yürüdüm rüzgâra karşı
Yürüdüm çünkü rüzgârlar ancak
Yalnızların ayaklarını kesmezler yerden
Ve yeni bir yasa daha var eklenecek
Anneler sessizken de sever çocuklarını
…
Acılarımı yazmak için gelince buraya kadar
Mısralarımdan başka sığınak bulamayınca kendime
Kimseye açamayınca içimi, kimseden kaçamayınca
Harfler biriktirdim içimde, bu harflerden denizler
Hüzünden gemilerimi yüzdürmek için
Sustum, kelimeler hiçbir şeye karşılık değil ne yazık
Ben anlatmadım, onlar da anlamadılar zaten
Oysa anneler sessizken de anlar çocuklarını
…
Acılarımı yazmak için gelmiştim buraya kadar
Sonra sen geldin, o geldi ve başkaları
Bir ikindi yalnızlığında yürüdük rüzgâra karşı
Yürüdük ve yerden kesilmedi ayaklarımız
Kalabalıklar içindeydi bizim yalnızlığımız
Ben sustum, sen sustun ve sustular onlar
Çünkü biliyorduk, ki buydu önemli olan
Anneler en çok sükûtundan tanır çocuklarını.