Bazı Şarkılar Nazikçe Öldürür
Yazar : Esma şafak
Kadın daha çok seviyor. Bütün vücuduyla adama dönmüş, adamsa masaya bakıyor.
Kadın elini elinin içine almış süreğen bir heyecanla yeni şeyler anlatıyor, en çok o gülüyor. Gülerken bile güzel görünmeye çalışıyor, adam bu sırada kola şişesini kafasına dikiyor.
Hep o, adama doğru gidiyor. Gizlice yanıma çağırıp şey demek istiyorum: “Bu hayvan seni çok üzer kızım.” Belki üç çocuktan sonra şiddetli bir kavgada aklının başına geldiği o saniyede hatırlar söylediklerimi. Parktaki kadın bile ilk gördüğünde anlamıştı seni der, ben nasıl anlayamadım onca yıldır ah eşek kafam! Dövünür.
Hayır, erkeklerden nefret etmiyorum. Atilla İlhan da bir erkekti. Ben Sana Mecburum’u yazdı. “Adını mıh gibi aklımda tutuyorum.” dedi. Ondan nasıl nefret ederim?
Frank Sinatra’dan Killing My Softly’yi açıyorum. Onlara akıl almaz bir jest yapıyorum. Benim aklım alır, onlarınki almaz. Bugün en çok ben. Şarkım ile onları öldürüyorum. Fark etmiyorlar. Bitirmem için dua etmiyorlar. Bütün parmaklarımı kalplerinin içine hunharca daldırıp deştikçe deşiyorum. Kendilerinin bile göremediklerini görüyorum. Ben Tanrı gibi hissediyorum, onlar bir şey hissetmiyorlar. Öyle aptal bir gülümsemeyle yüzüme bakıyorlar. Tanrı da hep bizim aptal olduğumuzu mu düşünür? Ama o bizi yarattı, ben önümdeki bu iki gülümsemeyi yaratmadım. Özgürüm. Bugün en az başkaları.
Kadın daha çok seviyor ve bunu biliyor. Bazı anlarda, az sevilmenin acı kıvrımları hızlıca yüzünden geçiyor. Sancı duyuyor. Kahkaha atarken incecik çizgilerle “Korkuyorum.” yazıyor havaya. “Ya bir gün nefret edersem senden. Erkenden aşındırırsam sevgimi.[1] Hep önde olmaktan yorulursam. Arkamdan gelmezsen ve ben de artık arkama bakmaktan vazgeçersem?” Adam boş bakıyor.
Kadın daha çok seviyor ve artık içinde ölen tarafları oluyor. Ölen taraflarını artık duyuyor. Şimdilik onları sessizce gömüyor. Şimdilik.
“Sevmek bazen rezilce korkmaktır.” Ben Atilla İlhan’dan nasıl nefret ederim?
[1] Erdem Bayazıt
Yorum gönder