Kaç Adımda Karanlıktan Çıkılır?

Kaç Adımda Karanlıktan Çıkılır?

Yazar: Esma Şafak

Nereye gitse yanında götürdüğü mektubu valizinin en altından usul usul çıkardı. Yıllardır aynı izinden katlanmaktan keskin hatlar oluşmuştu kâğıtta. Bir silkelese dörde bölünecek, sonra harfler tek tek üzerinden dökülecekti sanki. Çare bulmalıydı. Eşyalarını yerleştirdikten sonra ilk iş çarşıya çıkıp bir çerçeve aldı, oradaki daha güzel tonlamasıyla “çarçûba”.

Şimdi Tebriz sokaklarında, son olarak alınan kırmızı ayakkabılarla bayramlığı tamamlanan kız çocuğu gibi bütün kıpırtısını güç bela içinde tutarak yürüyordu. “Şu çarçûbayı gören olsa ailemin ya da sevdiğimin fotoğrafını asacağımı sanır.” diye düşündü. Oysa o, kendinin kendine yazdığı mektubu koyacaktı içine. Duyan olsa korkardı. Bu kez tutamadı, iyiden sırıttı.

Kapıyı hızlıca çekerek koşar adım valizin başına geldi. Mektubun kenarlarındaki çinleri[1] -tuhaf, bazı kelimelerin ilk Farsçası geliyordu aklına; demek havasını soluduğunda o memleketin insanı olmak kolaylaşıyordu- özenle düzeltip çerçevenin içine yerleştirdi. Üç adım geri çekilip duvardaki görüntüsünü gururla izledi. On altı yaşında mektubu yazmayı bitirdiğinde de böyle gururlanmıştı ve son paragrafı sesli sesli okumuştu, şimdi yaptığı gibi:

“Sayın bayım, bugünlerde bile günler çok hızlı geçiyor. İşe yarar biri olmak için umarım iyi şeyler yaparsınız. Son olarak size tavsiyem buradan uzaklaşın, iyi insanları bulun.”

Bulamamıştı. Ama en azından kötülerinden kurtulmuştu. Yirmi yedi yıl sonra oradan uzaklaşmıştı. İşe yarar bir adımdı.


[1] Farsçada kırışıklık, kağıdın kenarlarının kıvrılması anlamında kullanılır.

Yorum gönder