Var olma şeklimiz olan ünsiyet, doğasında anlama ve anlamlandırma çabasını da barındırır. Dolayısıyla insanın en büyük arayışı olan anlam arayışı ancak ünsiyetle mümkün olacaktır. Batı medeniyeti bu ihtiyacını veri eksenli tanımlama hadsizliği ile açığa vururken Doğu medeniyeti irfan merkezli tanıma gayreti ile bu ihtiyacı giderdi. Tanımlama hakkını gören, hem cevhere hem de araza şekil verebilme hakkını da kendinde görür…
Ünsiyet Yoksa İnsan Yok
